Hakkımızda

Uzman Psikolojik Danışman Melek Erdoğan

İletişim

İletişim Bilgileri

24.09.2025 353

Kaygı

Kaygı, bireyin varoluşunu sürdürebilmesi için gerekli olan temel duygulardan biridir. Ancak kaygının işlevsel ve uyum sağlayıcı özellikleri olduğu kadar, patolojik boyutlara ulaştığında bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen sonuçları da vardır.


Kaygı, geçmişten günümüze insan yaşamının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Evrimsel psikolojiye göre kaygı, organizmayı tehlikelere karşı uyaran ve hayatta kalmayı kolaylaştıran bir mekanizmadır (Marks, 1987). Bununla birlikte, günümüzde kaygının aşırı ve süreğen bir hâl alması, bireylerin hem psikolojik hem de fiziksel sağlıklarını olumsuz etkileyebilmektedir.

 


Kaygının İşlevsel Yönü

Kaygı, bilişsel süreçleri harekete geçirerek dikkat ve motivasyonu artırır. Lazarus (1991), kaygıyı stresle başa çıkmada uyum sağlayıcı bir tepki olarak değerlendirmiştir. Örneğin, sınav öncesi yaşanan orta düzey kaygı, öğrencinin daha fazla çalışmasına ve performansını artırmasına katkı sağlayabilir.


Patolojik Kaygı

American Psychiatric Association’ın (APA, 2013) DSM-5 sınıflandırmasına göre, kaygı bozuklukları aşırı, süreğen ve kontrol edilemeyen kaygı ile karakterizedir. Patolojik kaygı; dikkat dağınıklığı, uyku sorunları, somatik belirtiler (çarpıntı, terleme vb.) ve sosyal işlevsellikte bozulmaya yol açabilmektedir (Craske et al., 2009).


Kaygıyla Başa Çıkma

Kaygıyı tamamen yok etmeye çalışmak yerine, sağlıklı başa çıkma yöntemleri geliştirmek önerilmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), kaygının yönetiminde en çok araştırılmış ve en etkili yöntemlerden biridir (Hofmann et al., 2012). Bunun yanı sıra mindfulness temelli yaklaşımlar ve düzenli egzersiz, kaygının azaltılmasında önemli katkılar sağlamaktadır.

 

Kaygı, bireyin yaşamında hem koruyucu hem de yıkıcı bir rol üstlenebilir. Onu tamamen olumsuz bir duygu olarak görmek yerine, işlevsel yönlerini anlamak ve gerektiğinde profesyonel destek almak en sağlıklı yaklaşımdır. Kaygı, doğru yönetildiğinde bireyin farkındalığını artıran ve yaşamını daha bilinçli sürdürmesine yardımcı olan bir alarm sistemi işlevi görür.


Kaynakça

 

  • American Psychiatric Association (APA). (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.
  • Craske, M. G., Rauch, S. L., Ursano, R., Prenoveau, J., Pine, D. S., & Zinbarg, R. E. (2009). What is an anxiety disorder? Depression and Anxiety, 26(12), 1066–1085.
  • Hofmann, S. G., Asnaani, A., Vonk, I. J., Sawyer, A. T., & Fang, A. (2012). The efficacy of cognitive behavioral therapy: A review of meta-analyses. Cognitive Therapy and Research, 36(5), 427–440.
  • Lazarus, R. S. (1991). Emotion and adaptation. New York: Oxford University Press.
  • Marks, I. M. (1987). Fears, phobias, and rituals: Panic, anxiety, and their disorders. New York: Oxford University Press.

-Yazardan Notlar-

Kaygı bozuklukları bilimsel yöntemlerle ele alındığında kontrol altına alınabilen durumlardır. Psikoterapi, bu süreçte hem bilişsel hem de duygusal düzeyde önemli kazanımlar sunar.

Profesyonel destek almak isteyen ergen ve ya yetişkin bireyler için Bakırköy’de psikolog hizmetleri kapsamında randevu ve iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz.

Uzm. Psk. Dan. Melek ERDOĞAN