Hakkımızda

Uzman Psikolojik Danışman Melek Erdoğan

İletişim

İletişim Bilgileri

05.11.2025 353

Sürekli Güçlü Olmak Zorundaymış Gibi Hissetmek

Bazı insanlar için “güçlü olmak” bir seçim değil, bir zorunluluk gibidir. Her durumda soğukkanlı kalmak, duygularını belli etmemek, yardım istememek, kırıldığında bile gülümsemek… Bu kişiler için zayıflık göstermek neredeyse yasaktır. Ama bu güçlü görünme çabası, çoğu zaman içsel bir yalnızlık, bastırılmış duygular ve bitmeyen bir yorgunlukla birlikte gelir.

Psikolojide bu durum, “güçlü olma şeması” veya “duygusal bastırma şeması” olarak adlandırılır. Bu yazıda, bu şemaların nasıl oluştuğunu, yaşamımıza nasıl yön verdiğini ve bu döngüden nasıl çıkılabileceğini birlikte inceleyelim.

Güçlü Olmak Şeması Nedir?

Güçlü olma şeması, kişinin duygusal ihtiyaçlarını bastırarak hayatta kalmaya çalıştığı bir baş etme biçimidir. Bu şemaya sahip bireyler genellikle çocukluklarında “zayıflığın kabul edilmediği” ortamlarda büyümüşlerdir.

  • Belki duygularını gösterdiğinde “abartıyorsun” denmiştir.
  • Belki ağladığında “ağlamak zayıflıktır” mesajı verilmiştir.
  • Belki de ailenin en “güçlü” kişisi olmak zorunda kalmıştır.

Zamanla kişi şu inancı içselleştirir:

“Eğer güçlü olmazsam, kimse bana güvenmez.” “Kırılgan olursam, kontrolü kaybederim.”

Sonuçta duygular bastırılır, yardım istenmez, destek almak “tehlikeli” hale gelir.

Duygusal Bastırma Şemasıyla İlişkisi

“Duygusal bastırma şeması”, kişinin olumsuz duyguları (üzüntü, öfke, korku, kırılma) göstermemeyi öğrendiği bir psikolojik kalıptır. Bu bireyler, duygularını ifade etmekten çok duygularını yönetmeye ve gizlemeye odaklanırlar.

Bu durum kısa vadede çevre tarafından “denge”, “soğukkanlılık” veya “liderlik” olarak algılansa da uzun vadede kişi kendi iç dünyasından kopar. Zamanla şu belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Sürekli yorgunluk ve duygusal tükenme,
  • Derin yalnızlık hissi,
  • Yakın ilişkilerde mesafe ve güven sorunu,
  • “Kimse beni anlamıyor” düşüncesi,
  • Fiziksel bedende stres kaynaklı ağrılar.

Neden Güçlü Olmak Zorundaymış Gibi Hissederiz?

Bu duygu genellikle erken çocukluk deneyimlerinden beslenir. Çocuğun ailesinde duyguların bastırıldığı, dayanıklılığın övüldüğü veya zayıflığın eleştirildiği bir ortam varsa, çocuk duygusal ihtiyaçlarını bastırmayı öğrenir.

Birçok yetişkin, aslında çocukluğunda güçlü olması gereken bir yetişkin gibi davranmak zorunda kalmıştır. Küçük yaşta sorumluluk almak, duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynlerle yaşamak veya sevgi için sürekli “iyi” olmak zorunda hissetmek bu şemayı pekiştirir.

Kişi büyüdüğünde, bu alışkanlık haline gelir. “Güçlü görünmeliyim” inancı artık sadece bir savunma değil, kimliğin bir parçası olur.

Güçlü Görünmenin Bedeli

Sürekli güçlü görünmeye çalışmak, uzun vadede duygusal bir tükenmişliğe yol açar. Çünkü bastırılan her duygu, bir noktada geri dönmek ister. Kırılganlık, üzüntü, korku veya yalnızlık bastırıldıkça, kişi içsel bir gerginlik yaşar.

Bu durum ilişkilerde de sorun yaratır. Güçlü olma şeması olan kişiler genellikle yakınlık kurmakta zorlanır. Çünkü “yakınlaşmak” onlar için “kontrolü kaybetmek” anlamına gelebilir. Bu nedenle duygusal olarak uzak, mesafeli veya fazlasıyla kontrollü bir görünüm sergilerler.

Ancak içlerinde derin bir özlem vardır: Anlaşılmak, görülmek, desteklenmek…

Güçlü Olmak mı, Gerçek Olmak mı?

Gerçek güç, duygularını bastırmakta değil; onları tanıyabilmek ve kabul edebilmekte yatar. Bir duyguyu bastırmak onu yok etmez, sadece görünmez hale getirir. Kırılganlığını fark eden kişi, kendiyle daha derin bir bağ kurar. Bu, hem ruhsal dayanıklılığı hem de ilişkisel güveni artırır.

Psikoterapi sürecinde, güçlü olma şeması genellikle şu hedeflerle çalışılır:

  1. Duygulara izin vermek: Üzüntü, korku, öfke gibi duyguları “zayıflık” olarak değil, “insan olmanın bir parçası” olarak görmek.
  2. Destek almayı öğrenmek: Yardım istemenin kontrol kaybı değil, bir güven eylemi olduğunu fark etmek.
  3. Kırılganlıkla barışmak: Kırılgan olmak, güvenmeye alan açmaktır. Bu da derin bağların temelidir.

Farkındalık İçin Küçük Bir Sorgulama

  • Ne zaman üzülsem, ağlamak yerine “ben iyiyim” demeyi mi tercih ediyorum?
  • Yardım istemek bana zor geliyor mu?
  • Herkesin sorununu dinliyorum ama kendi duygularımı kimseyle paylaşamıyor muyum?
  • Güçlü görünmezsem, değerim azalacakmış gibi hissediyor muyum?

Bu sorulara “evet” yanıtı verdiysen, muhtemelen güçlü olma şemasının etkilerini yaşıyorsun.

Gerçek Güç Sessizlikte Değil, İfadededir

Gerçek anlamda güçlü insanlar, duygularını bastıranlar değil, onlarla temas edebilenlerdir. Ağlayabilmek, içini açabilmek, yardım isteyebilmek, kalbinin sesini duyabilmek… bunlar zayıflık değil, duygusal cesaretin ta kendisidir.

Sürekli güçlü görünmek zorunda değilsin. Bazen kırılmak, durmak, dinlenmek, içinden geçenleri paylaşmak en büyük güç göstergesidir.

Çünkü insanı tüketen güçlü olmak değil, sürekli güçlü görünmeye çalışmaktır.

Uzm. Psk. Dan. Melek ERDOĞAN