Narsist İlişkiler: Görünmez Yaralar ve Çıkış Yolları
Narsist İlişkiler: Görünmez Yaralar ve Çıkış Yolları
Narsistik bir ilişki, genellikle büyüleyici bir başlangıçla başlar. Narsist bireyler ilk etapta karizmatik, ilgili ve hayranlık uyandırıcı görünebilir. Partnerini ilgiyle sarmalar, değerli hissettirir ve “ruhsal eşini” bulduğuna inandırır. Ancak bu yoğun ilgi ve idealizasyon süreci bir süre sonra yerini eleştiriye, küçümsemeye ve manipülasyona bırakır. İlişkinin mağduru ise kafası karışmış, hem sevildiğini hissetmek isteyen hem de sürekli eleştirilmekten yorgun düşen bir döngünün içinde bulur kendini.
Narsist İlişkilerin Dinamikleri
Narsistler ilişkilerde genellikle kontrolü elinde tutmak, partnerini yönlendirmek ve kendi ihtiyaçlarını merkeze almak ister. İlk başta yoğun ilgi ve hayranlık gösterirken, zamanla eleştiri, küçümseme ve suçlama davranışları ön plana çıkar. Partnerlerini kendi hatalarından sorumlu tutar, sorunların kaynağını karşı tarafta ararlar. Gaslighting gibi manipülatif yöntemlerle mağdurun gerçeklik algısını sarsar, “abartan”, “hassas” ya da “yeterince iyi olmayan” tarafın hep partner olduğu mesajını verirler.
Empati kurmakta zorlandıkları için karşı tarafın duygularını görmezden gelir ya da küçümserler. Kendi üstünlüklerini korumak adına partnerin özgüvenini zedeleyen sözler söyleyebilirler. Tartışmalarda ise çözümden çok kazanmaya odaklanırlar. Bu döngü, mağdurun sürekli kendini sorgulamasına, suçlu hissetmesine ve giderek daha fazla narsistin kontrolüne girmesine yol açar.
Mağdurda Oluşan Psikolojik Etkiler
Narsistlerle ilişkide mağdurlar sıklıkla kendi benliklerini sorgulamaya başlar. “Ben mi abartıyorum?”, “Belki de sorun bende?” gibi düşünceler zihni işgal eder. Gaslighting mağdurun gerçekliğini sorgulamasına neden olur. Kendi hislerine güvenemez hale gelen kişi, adım adım özsaygısını ve özdeğerini kaybetmeye başlar. Bu noktada narsistin en güçlü silahı mağdurun kendine olan güvenini sarsmaktır.
İlişki sürecinde mağdurlar sıklıkla yoğun suçluluk duygusu, kaygı, yalnızlık ve çaresizlik yaşar. Sevgi ve değerin koşullu hale gelmesi, sürekli onay arayışı yaratır. Bir yandan terk edilme korkusu ile kalmaya çalışırken, diğer yandan sürekli değersiz hissettiği için tükenir. Bu ikilem, mağdurların uzun süre ilişkiden çıkamamasına neden olur. Çünkü umut hep vardır: “Belki değişir, belki eski güzel günlere döneriz.” Ancak bu döngü genellikle mağdurun daha fazla yıpranmasıyla devam eder.
Güç Dengesizliği ve İzolasyon
Narsist ilişkilerdeki dinamik, güç dengesizliği üzerine kuruludur. Narsist, kontrol eden, kuralları koyan taraftır; mağdur ise sessizleşen, uyum sağlamaya çalışan tarafta kalır. Zamanla sosyal ilişkilerden kopma, iş hayatında verim kaybı, hatta depresyon ve anksiyete belirtileri ortaya çıkabilir. Bu, narsistik ilişkinin mağdurda açtığı görünmez yaraların bir sonucudur.
Çıkış Yolları ve İyileşme Süreci
Bu tür bir ilişkide olan bireyler için ilk ve en önemli adım, yaşadıklarının bir “problem” olduğunu kabul etmektir. Narsistin değişeceğine dair inanç, çoğu zaman mağdurun daha fazla incinmesine yol açar. Psikolojik destek almak, kişinin kendi gerçekliğini yeniden kurmasına, sınırlarını fark etmesine ve özsaygısını onarmasına yardımcı olur. Çünkü bireyin olumsuz inançlarını fark etmesini, güçsüz hissettiği alanlarda yeniden kontrol kazanmasını sağlar. Ayrıca, sağlıklı sınır koymayı öğrenmek narsist mağdurlarının iyileşme sürecinde kritik bir adımdır.
Sonuç olarak, narsistik ilişkiler mağdurlarda derin duygusal yaralar bırakır. Ancak bu yaralarla yaşamak zorunda değilsiniz. Kendi değerinizi yeniden hatırlamak, sınırlarınızı koymak ve profesyonel destek almak, iyileşme yolunun en güçlü basamaklarıdır. Unutmayın, gerçek sevgi sizi tüketmez; tam tersine büyütür ve güçlendirir.
Uzman Psikolojik Danışman Melek ERDOĞAN Ergen, Yetişkin ve Çift Terapisi Bakırköy/İSTANBUL














